Buğdayda en büyük maliyet mazot ve gübre
Buğday üretiminin maliyet yapısına bilimsel olarak incelendi çıkan sonyuca göre en önemli girdi maliyet kalemlerinin gübre ve mazot olduğu ortaya konuldu. Bu kapsamda mazot ve gübre desteğinin artırılması gerektiği vurgulandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Atilla Aydın tarafından buğday maliyetine yönelik yapılan bilimsel çalışmada ilginç sonuçlara ulaşıldı.
Araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şöyle sıralandı.
Bu çalışmada Türkiye’de buğday üretimi sektörünün yapısı incelenmiştir. Buğday üretiminin maliyet yapısına bakıldığında en önemli girdi maliyet kalemlerinin gübre ve mazot olduğu görülmektedir.
0Buğdayın; un, makarna, bisküvi sanayilerinin girdisi olması nedeniyle buğday talebi sürekli artış eğilimindedir.
-Türkiye’nin net buğday ithalatçısı olmasının temelinde bu olgu yatmaktadır. Ancak buğdayın talep esnekliğinin düşük olması nedeniyle buğday fiyatları genel olarak arz tarafından belirlenmektedir.
-Buğday arzı ise; iklim koşulları, mazot ve gübre fiyatları, uygulanan iktisadi politikalar, destekler gibi değişkenler tarafından belirlenmektedir.
-Bu bağlamda buğday üretiminin arttırılması için bu değişkenler üzerinden uygulanacak iktisadi politikalar önem arz etmektedir.
-Buğday üretimi ile ilgili literatürde pek çok teorik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın farkı, dinamik bir tahmin modeli geliştirerek mevcut şartlar altında gelecek beş yıllık buğday üretiminin öngörüsünü yapmaktır.
-2020 yılı üretimi 20.500.000 ton iken 2025 yılında üretimin 22.141.090 ton olacağı tahmin edilmiştir.
-Bu tahminin dünyadaki genel eğilimle uyumlu olduğu görülmektedir. Literatürdeki çalışmalarda da son yirmi yılda buğday veriminin çok fazla artmadığı ve bu nedenle gelecekte de fazla üretim artışı yaşanmayacağı tahmin edilmektedir.
Ayrıca nüfus artışı nedeniyle kişi başına buğday üretiminin azalması nedeniyle, gelecekte buğday ihtiyacının karşılanmasının zorlaşacağı öngörülmektedir.
- Buğdayı girdi olarak kullanan sektörlerin buğday talebi de dikkate alındığında mevcut yapı ile gelecek beş yılda Türkiye’nin net buğday ithalatçısı konumunu sürdüreceği anlaşılmaktadır.
-Bu çerçevede mevcut yapının dönüştürülmesi, bir başka ifadeyle uygulanan iktisadi politikaların değiştirilmesi önemlidir.
-TMO alımlarının arttırılarak buğday üretiminin özendirilmesi, arz artışında önemli bir etken olarak değerlendirilebilir. Buğday talebinin arzından yüksek olması nedeniyle TMO tarafından alınan buğdayın satışında sorun yaşanmayacaktır.
-Bu açıdan TMO alımlarının arttırılması, uygulanabilir bir politika olarak öne çıkmaktadır. Buğday üretim maliyet yapısı incelendiğinde gübre ve mazot noktasında verilen desteklerin arttırılmasının da buğday üretimini arttıracağı öngörülebilir.
Ayrıca mazot fiyatlarının döviz kuruna karşı duyarlı olması ve ithal gübre kullanımı, buğday üretiminin döviz kırılganlığını arttırmaktadır.
Bu bağlamda uygulanan mazot desteğinin, ekim dönemlerinde mazot fiyatlarının sabitlenmesi şeklinde genişletilmesi de maliyetleri düşüreceğinden buğday arzı üzerinde pozitif bir etki yaratacağı söylenebilir.
-Gübre konusunda da mevcut desteğin arttırılması ve yerli gübre üretiminin teşvik edilmesi, döviz kırılganlığını düşüreceğinden üretimi arttırıcı etki sağlayacaktır.
-Buğdayın dış ticaretine yönelik uygulanacak politikalar ise diğer mallara göre farlılık göstermelidir.
Buğdayın temel besin maddesi olması, buğdayı bir yandan stratejik bir ürün haline getirirken diğer yandan makarna ve bisküvi sektörlerinin girdisi olması nedeniyle buğdaya özel bir dış ticaret planlaması uygulanmasını gerektirmektedir.
-Buğdayın kendi üretimi ithal girdi bağımlılığı yaratırken buğdayı girdi olarak kullanan bu sektörlerin buğday ithalatı, döviz kırılganlığını arttırıcı bir etki yapmaktadır.
-İktisadi politikaların yanında buğday verimini arttırıcı çalışmalar ve özellikle organik buğdayda yerli popülasyonların tekrar kullanılması gibi politikalar, hem buğday üretimini arttırması hem de ithal bağımlılığını azaltması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma ile aynı zamanda bundan sonraki buğdaya ilişkin nicel araştırmalara bir temel oluşturulması amaçlanmıştır. Buğday üretimini etkileyen faktörlerin her birinin sayısal değerlerini ve ağırlıklarını ortaya koyacak çalışmaların yapılması, buğday üretimi sektöründe yapısal değişikliklerin gerçekleşmesinin önünü açacaktır