İki dil bilenler bu habere sevinecek  öyle bir avantajı varmış ki  meğer..

TAKİP ET

İki dil bilenler bu habere sevinecek  öyle bir avantajı varmış ki  meğer..i

İki yabancı dil konuşmanın kişilere çeşitli alanlarda  sayısız avantaj sağladığı biliniyor. yapılan bir çalışmada  çift dilliliğin başka bir yararına  odaklanıyor: Yaşamın ilerleyen dönemlerinde daha iyi hafıza.

Binlerce yaşlı hastayı inceleyen Almanya’daki bilim insanları , genç yaşlardan itibaren her gün iki dil kullandığını bildirenlerin öğrenme, hafıza, dil ve irade testlerinde sadece bir dil konuşan hastalara göre daha yüksek puan aldıklarını bulguladı.

N: of Aging dergisinin 2023 ilgili  sayısında yayınlanan bulgular, iki dilliliğin yaşlılarda bunama ve bilişsel gerilemeye karşı koruma sağladığını öne süren yirmi yıllık çalışmalara katkıda bulunuyor.

Columbia Üniversitesi’nde nöropsikolog olan Miguel Arce Rentería, ‘‘daha Erken ve orta yaştaçift dilliliğin yaşamın ilerleyen dönemlerinde bilişsel sağlık üzerinde yararlı bir etkisi olduğunu bildirmeleri umut verici’’ diyor. ‘‘Bu durum mevcut literatürle de örtüşüyor.’’

çift dil bilmek hafıza, karar verme ve odaklanmayı olumlu etkiliyor

Son yıllarda bilim insanları çiftdillilik ve yaşlanan beyin hakkında daha fazla bilgi sahibi oldu ancak elde ettikleri bulguların hepsi birbiriyle uyumlu değil. Bazıları, iki dilde akıcı konuşan insanların tek dil konuşanlara göre daha geç yaşta demans geliştireceğini tespit etti. Öte yandan diğer araştırmalar iki dil bilmenin net bir faydası olmadığını gösterdi.

Nörobilimciler, iki dilli insanların konuştukları diller arasında akıcı bir şekilde geçiş yapması nedeniyle, demansı geciktirmeye yardımcı olan çoklu görev, duyguları yönetme ve irade kontrolü gibi diğer becerilerde de benzer stratejiler uygulayabileceğini varsayıyor.

Yeni çalışmada yaşları 59 ila 76 arasında değişen 746 kişi test edildi. Katılımcıların yaklaşık yüzde 40’ının hafıza sorunu yoktu, diğerleri ise kafa karışıklığı ya da hafıza kaybı yaşayan hastalardı.

Hepsi çeşitli kelime bilgisi, hafıza, dikkat ve hesaplama görevlerinde test edildi. Örneğin daha önce adlandırılmış nesneleri hatırlamaları, kelimeleri tersten hecelemeleri, üç aşamalı komutları takip etmeleri ve kendilerine sunulan tasarımları kopyalamaları istendi.

13-30 yaşları arasında veya özellikle 30-65 yaşları arasında her gün ikinci bir dil kullandığını bildiren katılımcılar bu yaşlarda iki dil bilmeyenlere kıyasla dil, hafıza, odaklanma, dikkat ve karar verme becerilerinde daha yüksek puanlar aldı.

Benzersiz bir yaklaşım

San Francisco’daki California Üniversitesi’nde nöroloji uzmanı B. Lead Tee, iki dilliliğin farklı yaşam evrelerinde incelenmesinin benzersiz bir yaklaşım olduğunu vurguluyor. Tee, etkileyici büyüklükteki örnek sayısıyla, araştırmacıların bir kişinin her bir dili edindiği yaşın daha sonraki yaşamında bilişini etkileyip etkilemediği gibi başka yeni sonuçlar da ortaya koyabileceğini söylüyor.

Bununla birlikte Tee, yapılan bu çalışmanın çift dilliliğin yalnızca bir yönüne odaklandığı konusunda uyarıda bulunuyor: Her gün belirli bir süre boyunca iki dil kullanmak. Bu bağlamda, biliş üzerindeki olumlu etkilerin, iki dilin hafızaya kodlandığı yaş ya da iki dil bilen kişilerin belirli demografik özellikleri veya yaşam deneyimleri gibi başka bir faktörden kaynaklanıyor da olabilir.

Diğer araştırmacılar,  katılımcılara ikinci bir dili her gün değil de haftada bir kez ya da daha seyrek konuşup konuşmadıklarını sormuş olmaları halinde sonuçların farklı olabileceği konusunda hemfikir.

Harvard Üniversitesi’nde dilbilimcisi E. Blanco-Elorrieta, ‘‘Bence herkesin üzerinde anlaştığı bir tanım yok ve hiçbir zaman da olmayacak çünkü iki dilli olmak çok geniş bir yelpaze’’ diyor.

bu kapsamdaBaskça, İngilizce, Almanca ve İspanyolca bilen Dr. Blanco-Elorrieta, gelecekteki araştırmalar için iki dilliliğin daha geniş kapsamlı faydalarına bakmanın da büyük önem taşıdığını belirtiyor.

‘‘İki dil bilmenin asıl artısı, bilişsel bir görevde sahip olunabilecek bu milisaniyelik avantajda yatmıyor’’ diyor. ‘‘Bence iki dilli olmanın asıl önemi; iki kültürle, iki farklı dünya görüşüyle iletişim kurabilmek.’’