Hipernormalleştirme (HyperNormalization) Nedir? Gerçeklik Nasıl Bozuldu?
Siyaset, medya ve toplum arasında görünmez bir illüzyon mu var? Son yıllarda adı sıkça anılan "hipernormalleştirme" kavramı, özellikle siyasi manipülasyon, medya kontrolü ve kolektif yanılsamalar üzerinden sıkça tartışılan bir fenomen haline geldi. İngiliz belgesel yapımcısı Adam Curtis’in 2016 yılında BBC için hazırladığı “HyperNormalisation” adlı belgeselle birlikte kavram daha geniş kitlelerin dikkatini çekti. Peki Hipernormalleştirme tam olarak ne anlama geliyor? Neyi, kimi anlatıyor? Türkiye’de ya da dünyada bunun etkileri var mı?Hipernormalleştirme Nedir?
Hipernormalleştirme; gerçekliğin, o kadar çarpıtılmış ve yapay hale gelmesiyle, insanların artık bu yapay durumu “gerçek” olarak kabullenmeye başlamasını tanımlar. Yani; sistemin içinde herkes bu durumun sahte olduğunun farkındadır ama buna alternatif olmadığını düşündüğü için bu yapaylığa katılır, hatta onu destekler.Terimin Kökeni
Kavram, Sovyetler Birliği'nin son döneminde görev yapan sosyal bilimci Alexei Yurchak’ın 2006 yılında yayımladığı Everything Was Forever, Until It Was No More adlı kitabında yer alan “hipernormalleşme” kavramından türemiştir. Yurchak’a göre Sovyet sistemi o kadar uzun süre yapay bir biçimde ayakta tutulmuştu ki, herkes sistemin çürük olduğunu biliyor ama kimse alternatifini düşünemiyordu. Herkes "mış gibi" yapıyordu.Adam Curtis, bu kavramı alıp Batı’ya uyarlayarak, özellikle 1980'lerden günümüze kadar uzanan neoliberal düzende, politikacıların karmaşık dünyayı anlamak ve anlatmak yerine basitleştirilmiş, kontrol edilebilir anlatılarla bir yapay gerçeklik yarattığını savundu.HyperNormalization Belgeseli Ne Anlatıyor?
BBC yapımı bu 2 saat 45 dakikalık belgesel; 1975’ten günümüze kadar olan küresel siyasi ve ekonomik gelişmeleri, medya ve teknoloji üzerinden okuyor. Curtis; hem Amerikan yönetimini hem de Orta Doğu’daki güç oyunlarını, büyük teknoloji şirketlerinin yükselişini ve sosyal medyanın gerçeklik algısını nasıl çarpıttığını kapsamlı biçimde analiz ediyor.Belgeselde şu sorulara yanıt aranıyor:- Medya neden halkı karmaşadan uzaklaştırmak ister?
- Gerçeklik kimin elinde şekilleniyor?
- Teknoloji, gerçeği görmemizi mi kolaylaştırıyor yoksa daha çok manipüle mi ediyor?
Türkiye'de Hipernormalleştirme Var mı?
Türkiye'de de bazı sosyal bilimciler ve medya eleştirmenleri, özellikle politik söylemlerin ve medya haberlerinin gerçeklikten kopuk ama topluca kabul gören bir dil üzerinden ilerlediğini savunuyor. Bu da “hipernormal” bir ortamın oluşmasına zemin hazırlıyor. Örneğin:- Ekonomik kriz yokmuş gibi davranılması,
- Gerçek sorunlar yerine temsili gündemlerin konuşulması,
- Eleştirilerin sistematik biçimde "normal dışı" ilan edilmesi...
Sosyal Medya ve Algı: Modern Çağın Simülasyonu
Adam Curtis, internetin başlangıçta özgürlük vaadiyle çıktığını ancak zamanla, algoritmalar ve yankı odaları sayesinde insanların gerçeklikle temasını azaltan bir “hiper gerçeklik” alanına dönüştüğünü savunur. Herkes kendi gerçekliğinde yaşıyor ve ortak bir gerçeklik alanı giderek daralıyor.Sık Sorulan Sorular
Hipernormalleştirme nedir kısa tanım?Gerçekliğin yapaylaşarak herkes tarafından normalmiş gibi kabul edilmesidir.HyperNormalization belgeseli nereden izlenir?
BBC yapımıdır, İngilizce altyazılı olarak çeşitli video platformlarında (YouTube, Vimeo) yer alır.Kim ortaya attı?
Kavram Alexei Yurchak'a, modern anlamda popülerleşmesi ise Adam Curtis’e aittir.Sosyal medya hipernormalleşmeyi etkiler mi?
Evet, çünkü algoritmalarla bireylerin kendi düşünce balonlarına hapsolması sağlanır.Günlük hayatımızda nasıl hissederiz?
Politik vaatlerin gerçekle uyuşmaması, medyada yapay gündemlerin gerçek sorunların önüne geçmesi bu durumun göstergesidir.