Bengal Körfezi'nde yer alan Kuzey Sentinel Adası, dünyadaki en gizemli yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Hindistan hükümeti, 1956 yılından beri bu adaya girişi kesinlikle yasakladı. Yasak, hem adada yaşayan Sentinel kabilesini hem de adaya yaklaşan yabancıları korumayı amaçlıyor.Peki, Kuzey Sentinel Adası’na neden giriş yasak?
Sentinel halkı binlerce yıldır izole bir yaşam sürdürüyor ve modern dünyadan tamamen kopuk bir şekilde yaşıyor.
Bağışıklık sistemleri dış dünyadaki hastalıklara karşı son derece savunmasız.
Yabancılara karşı aşırı saldırgan bir tutum sergiliyorlar ve adaya girenleri tehlike olarak görüyorlar.
2018’de Öldürülen Misyoner: John Allen Chau Olayı
26 yaşındaki Amerikalı misyoner John Allen Chau, 16 Kasım 2018 sabahı Kuzey Sentinel Adası'na kanosuyla gitmeye çalıştı.John Allen Chau’nun Adadaki Dramı:
Daha önce iki kez adaya yaklaşmış, ancak yerliler tarafından oklarla uzaklaştırılmıştı.
İlk denemesinde İngilizce konuşarak yerlilerle iletişim kurmaya çalıştı, ancak başarılı olamadı.
İkinci denemesinde bir çocuk tarafından okla vuruldu.
Üçüncü kez adaya çıkmaya çalıştığında ise yerliler tarafından öldürüldü.
Hindistan hükümeti, 1956’dan beri yürürlükte olan yasakların delinmesiyle hem yerlilerin hem de yabancıların hayatının riske girdiğini belirterek, yasağın sıkı bir şekilde uygulanmaya devam edileceğini duyurdu.
Neden Yasak Konuldu? İşte Kuzey Sentinel Adası’nın Korunma Sebepleri
Hindistan hükümetinin Andaman ve Nikobar Adaları (Aborjin Kabilelerinin Korunması) Yönetmeliği 1956 çerçevesinde adaya giriş yasağı koymasının birçok nedeni var:
1️⃣ Sentinel Halkını Hastalıklardan Koruma
Sentinel halkı, binlerce yıldır dış dünyayla hiçbir temas kurmadığı için bağışıklık sistemleri modern hastalıklara karşı tamamen savunmasız.
1980’lerde Peru yağmur ormanlarında izolasyondaki Nahua kabilesiyle temas kuran petrol arama ekipleri, kabilenin yarısından fazlasının hastalıklardan ölmesine neden oldu.
Benzer şekilde 1990’larda Peru’daki Murunahua kabilesi, yasa dışı ağaç kesicilerle temas ettikten sonra ağır hastalıklara yakalandı ve nüfuslarının büyük kısmını kaybetti.
Hindistan, Sentinel halkının aynı kaderi paylaşmaması için kesin yasaklar koydu.
2️⃣ Kültürel Mirasın Korunması
Sentinel halkı, modern dünyadan izole kalmış en eski insan topluluklarından biri. Dilleri sınıflandırılamamış durumda ve gelenekleri halen büyük bir bilinmezlik taşıyor.Bu yasak, onların kendi geleneklerini ve yaşam biçimlerini sürdürebilmeleri için bir güvence sağlıyor.
3️⃣ Dış Etkenlerden Kaynaklanan Tehditleri Önleme
Geçmişte birçok izole kabile, turistler, araştırmacılar ve yasa dışı avcılar tarafından sömürüldü.
Turizm, film çekimleri ve araştırmalar için gelen yabancılar, Sentinel halkının yaşam alanlarına zarar verebilir.
Kaçak avcılar, yerlilerin yaşadığı bölgelerde yasa dışı faaliyetler yürütebilir.
Hindistan hükümeti, Sentinel halkını tüm dış tehditlerden korumak için yasal önlemler aldı ve giriş yasağını güçlendirdi.
Sentinel Halkı Hakkında Neler Biliniyor?
Adanın Genel Özellikleri:
Konum: Bengal Körfezi, Andaman Adaları
Büyüklük: Yaklaşık 60 kilometrekare
Doğal Yapı:Yoğun yağmur ormanları, beyaz kumsallar, ölü mercan resifleri
Modern Altyapı:Yok (yol, liman, havaalanı bulunmuyor)
Sentinel Halkı Hakkında:
Kendi dillerini konuşuyorlar, ancak bu dil henüz sınıflandırılamadı.
Modern tarım veya hayvancılıkla uğraşmıyorlar, avcılık ve toplayıcılıkla geçiniyorlar.
Yabancılara karşı saldırgan ve dış dünyadan tamamen izole bir yaşam sürüyorlar.
Sentinel Halkı ile Kurulan Temaslar
1967 yılında Hint antropolog Triloknath Pandit, Kuzey Sentinel Adası’na ilk kez keşif gezisi düzenledi.Triloknath Pandit’in Gözlemleri:
Yıllar boyunca kıyıya küçük hediyeler bırakarak yerlilerle iletişim kurmaya çalıştı.
4 Ocak 1991’de Sentinel halkı ilk kez saldırmadan hindistan cevizlerini kabul etti.
Ancak, birkaç dakika sonra bir Sentinel çocuğu Pandit’e bıçağını göstererek kafasını keseceğini işaret etti.
Bu olay, Sentinel halkının yabancılara güvenmediğini ve kendi sınırlarını korumakta ısrarcı olduğunu gösterdi.
Sonuç: Kuzey Sentinel Adası Sırlarla Dolu Kalmaya Devam Ediyor
Hindistan hükümeti, 2010 yılında bu yasağı daha da sıkılaştırarak adanın dış dünyadan tamamen korunmasını sağladı.Sentinel halkı, modern uygarlıkla temasa geçmek istemiyor ve kendi geleneklerini korumak için dış dünyadan uzak kalmaya devam ediyor.Kuzey Sentinel Adası, insanlık tarihinin en büyük gizemlerinden biri olmaya devam ediyor. > VAHŞİ YAŞAM
Kuzey Sentinel Adası'ndaki yerli halk, binlerce yıldır izole bir şekilde yaşıyor.
Hindistan hükümeti, 1956'dan beri adaya girişi yasaklayarak hem yabancıları hem de adadaki kabileyi korumayı amaçlıyor.
26 yaşındaki Amerikalı misyoner John Allen Chau, 16 Kasım 2018 sabahı kanosuyla Kuzey Sentinel Adası'na gitti. Daha önce iki kez adaya yaklaşan Chau, buna karşılık yerliler tarafından geri gönderilmişti. İlk denemesinde kulübelerin yakınında İngilizce konuşarak iletişim kurmaya çalışmış, ancak yerliler onu uzaklaştırmıştı. İkinci denemesinde ise bir çocuk tarafından okla vurulmuştu. Ancak Chau, yılmadan adaya üçüncü kez gitmeye karar verdi.Balıkçılar, yasadışı bir şekilde onu adaya götürmek için 285 dolar almıştı ve onu uzaktan endişeyle izliyorlardı. Hindistan hükümeti, hem yabancıları hem de adada yaşayan kabileyi korumak amacıyla 1956'dan beri adaya herhangi bir teması yasaklamıştı.John Allen Chau, Kuzey Sentinel Adası'na ayak bastıktan kısa süre sonra, yerliler tarafından öldürüldü. Ancak adaya giriş yasağı sadece yabancıları değil, aynı zamanda adada yaşayan kabileyi de korumayı amaçlıyordu.Chau'nun misyonerlik hevesiyle hareket ettiği ve Sentinel halkına zarar vermek niyetinde olmadığı düşünülse de, adada yaşayanların varoluşlarının önemli bir gerçeğini gözden kaçırmıştı. Antropologlar, Kuzey Sentinel Adası sakinlerinin binlerce yıldır izole bir şekilde yaşadıklarını tahmin ediyor. Bu uzun süreli izolasyon, Sentinel halkının bağışıklık sistemlerinin dış dünyadaki birçok hastalığa karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor.Diğer izole kabilelerle yaşanan deneyimler, temasın sağlıkları üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini gösteriyor. 1980'lerde Peru yağmur ormanlarına giren petrol arama ekiplerinin temasıyla, daha önce temas kurulmamış olan Nahua kabilesinin yarısından fazlası, bağışıklık sistemlerinin tanımadığı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.1990'ların ortalarında, Peru'da yasa dışı maun ağacı kesenlerin Murunahua halkıyla temasa geçmesiyle benzer olaylar yaşandı. Bu temas, hastalık, yerinden edilme ve ölüm dalgasıyla sonuçlandı ve bir zamanlar gelişen toplulukların yok olmasına yol açtı.Bu tür olaylar, izole kabileler için temasın sadece bir risk değil, çoğu zaman bir ölüm cezası olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Hindistan hükümeti, 1956 tarihli yönetmeliği uygulayarak Kuzey Sentinel Adası'na seyahati ve adaya yaklaşmayı yasaklayarak Sentinel halkını korumayı amaçlıyor. Bu yasa, Sentinel halkını bağışıklıkları olmayan hastalıklara karşı korumayı hedefliyor.Andaman ve Nikobar Adaları (Aborjin Kabilelerinin Korunması) Yönetmeliği'nin 1956'da yürürlüğe girmesinin ardındaki nedenler sadece hastalıkların önlenmesinin ötesine geçiyor:
Kültürel mirasın korunması: Yönetmelik, kabilelerin yüzyıllardır süregelen yaşam biçimlerini koruyarak gelenek, dil ve göreneklerinin bozulmadan kalmasını sağlamayı amaçlıyor.
Sömürünün önlenmesi: Yabancıların turizm, araştırma veya kaynak çıkarma amacıyla kabileleri sömürmesini engellemeyi hedefleniyor. Yasa, kabilelerin özerkliğini korumak için arazi gaspını, zorla teması ve izinsiz erişimi yasaklıyor.
Yasadışı faaliyetlerin engellenmesi: Kaçak avcılık, insan kaçakçılığı, izinsiz film çekimi gibi yasadışı faaliyetleri ve kabilelerin sömürülmesini önlüyor. Yönetmelik, sıkı yasal korumalar ve ihlal edenlere yönelik cezalar içeriyor.
Kuzey Sentinel Adası ve halkı hakkında bilinenler
Kuzey Sentinel Adası ve halkı hakkında bilinenler sınırlıdır. Bengal Körfezi'nde bulunan bu küçük ada, yaklaşık 60 kilometrekare büyüklüğünde ve yoğun yağmur ormanlarıyla kaplı. Arazisi engebeli olup, beyaz kumlu plajları ve ölü mercan resifleri ile çevrili.Adada modern altyapı bulunmuyor; yol, liman ve havaalanı yok. Uzaktan bakıldığında el değmemiş gibi görünen adada, ormanların içinde dar patikalar bulunuyor ve bu patikalar Sentinel halkının varlığına işaret ediyor.Sentinel halkının, Afrika'dan dünyaya yayılan ilk insan topluluklarının doğrudan torunları olduğuna inanılıyor. Kuzey Sentinel Adası gibi izole ekosistemler, benzersiz evrimsel süreçlere yol açıyor. Tıpkı "aşırı savunmacı çıngıraklı yılanlar" ve "sessiz çıngıraklı yılanlar" gibi Sentinel halkı da modern uygarlığın etkisinden uzak, kendilerine özgü bir yaşam biçimi geliştirdi.
Sentinelese hakkında bilinen tek bir adamdan geliyor: Triloknath Pandit
Hint antropolog Triloknath Pandit, yaşamını dünyadaki temas kurulmamış son kabilelerden biri olan Sentinel halkını anlamaya adadı. 1967 yılında Kuzey Sentinel Adası'na yaptığı ilk keşif gezisi, onların yaşam biçimlerini gözlemlemeye yönelik bir dizi girişimin başlangıcı oldu. O zamanlar, Sentinel halkının yabancıları şiddetle reddettiğine dair raporlar dışında haklarında çok az bilgi bulunuyordu.Pandit ve ekibi, onlarca yıl boyunca adanın kıyılarına dikkatle yaklaştı ve arkalarında küçük hediyeler (hindistan cevizi, muz ve metal aletler) bırakarak güven oluşturmayı umdu. Sentinel halkı bu yaklaşımlara farklı şekillerde tepki verdi. Bazen ziyaretçiler ayrıldıktan sonra hediyeleri alıyorlardı. Bazen ise ağaçların tepesinden oklar fırlatarak uzak durmaları konusunda uyarıda bulunuyorlardı.4 Ocak 1991'de beklenmedik bir olay yaşandı. Bir grup Sentinel, ormandan çıktı ve silahsız bir şekilde suya girdi. İlk kez doğrudan Pandit'in ekibinden hindistan cevizi aldılar. Hatta bazıları, bu hindistan cevizlerini sanki değerli eşyalarmış gibi kollarının altına sıkıştırdı.Ancak bu an kısa sürdü. Pandit, BBC'ye verdiği bir röportajda, hindistan cevizlerini dağıtırken ekibinden biraz ayrıldığını ve kıyıya yaklaşmaya başladığını anlattı. O sırada genç bir Sentinel çocuğu ilginç bir yüz ifadesiyle bıçağını alıp Pandit'e kafasını keseceğini işaret etti. Pandit, hemen botu çağırarak hızla geri çekildi. Çocuğun bu hareketi, Pandit'in orada hoş karşılanmadığını açıkça gösteriyordu.Sonraki karşılaşmalarda, kabile yabancıları caydırmak için ok atarak savunma pozisyonunu sürdürdü. Pandit, bu durumu düşmanlık olarak değil, geçmişte yabancılarla yaşanan çatışmaların şekillendirdiği bir tepki, kendini korumanın gerekli bir eylemi olarak gördü.Sentinel halkı hakkında bilinenlerin çoğu (nasıl göründükleri, kullandıkları aletler ve davranışlarına dair ipuçları) Pandit'in sahada yaptığı çalışmalardan geliyor. Pandit'in gözlemleri daha sonra Hindistan Antropoloji Araştırması tarafından raporlar halinde belgelendi. Ancak Pandit'in çabalarına rağmen Sentinel halkı hala bir muamma olarak kalmaya devam ediyor; dilleri sınıflandırılmamış, gelenekleri gizemini sürdürüyor ve yaşam tarzları binlerce yıldır büyük ölçüde değişmemiş.Aslında tam da böyle kalmasını istiyorlar. Görünüşe göre Hindistan hükümeti de onlarla aynı fikirde. 2010 yılında yapılan bir değişiklikle yasak daha da güçlendirildi ve Sentinel halkının rahatsız edilmemesini sağlamak için kısıtlamalar daha sıkı hale getirildi.