Dehidratasyon ve Eklem Ağrısı
- Dizde sıvı kaybı Nedir?
- Dizde Sıvı Kaybı Neden Olur?
- Dizde Sıvı Kaybı Kimlerde Görülür?
- Dizde Sıvı Kaybı Belirtileri Nelerdir?
- Dizde Sıvı Kaybı Nasıl Tedavi Edilir?
- Dizde Sıvı Kaybının Bitkisel Tedavisi Var mı?
- Dizde Sıvı Kaybı Ağrısına Ne İyi Gelir?
- Dizde Sıvı Kaybı Nelere Yol Açar?
- Dizde Sıvı Kaybı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Çoğu kişi sıvı alımının öneminin farkında olsa da, susuzluk ile eklem ağrısı arasındaki bağlantıyı pek çok kişi bilmiyor.
Dehidratasyon, vücudun su içeriği çok düşük olduğunda meydana gelir ve bu, bir kişi çok fazla sıvı kaybettiğinde veya ilk etapta yeterli sıvı almadığında meydana gelebilir . Vücudun sağlıklı kalması ve düzgün çalışması için sisteminde yeterli suya, günlük sıvı alımı olarak da bilinir, ihtiyacı vardır. Günlük sıvı alımı, içme suyunu ve yiyecek ve içeceklerde tüketilen suyu içerir .
Bu eğitici makalede, susuzluğun eklem ağrısına nasıl yol açtığını, eklemlerdeki iltihabı azaltmak ve susuzluğu gidermek için ipuçlarını öğreneceksiniz.
Eklem Ağrısı ile Sıvı Alımı Arasında Bağlantı Var Mı?
Evet, susuzluk ve eklem ağrısı doğrudan ilişkilidir. Çalışmalar, susuzluğun vücuttaki kasları ve bağ dokularını olumsuz etkilediğini göstermiştir.
Yeterli sıvı alımı eklemlerinizi yağlar, iltihabı azaltır ve kıkırdak dokunuzdaki sürtünmeyi azaltır - bu doku eklemlerin düzgün hareket etmesini sağlar. Vücut eklem yağlanmasını sürdürmek için yeterli sıvıya sahip değilse, eklemlerin hareket etmesi daha zor hale gelebilir ve bu da ağrıya neden olabilir. Bu nedenle, artrit hastalarının eklem ağrısının kötüleşmesini önlemek ve hatta semptomlarını hafifletmek için sıvı alımlarını yüksek tutmaları hayati önem taşır.
Dehidratasyon ayrıca doku içindeki kolajen liflerinin sertleşmesine ve kırılgan hale gelmesine neden olarak dokuların özelliklerinde mekanik değişikliklere yol açabilir. Bu değişiklikler kolajenin sıkışmayı, deformasyonu ve uzamayı tolere etme yeteneğini zayıflatır ve bunun sonucunda kas sertliği ve esnekliğin azalması meydana gelir.
Su İçmek Artrit Hastalığına Nasıl Yardımcı Olur?
Su içmek, artrit semptomlarını önlemenin ve hafifletmenin basit ve etkili bir yoludur. Su, eklem ağrısının hafifletilmesiyle bağlantılı olan çok sayıda bedensel işlevin sürdürülmesine katkıda bulunur:
- Sindirim sağlığı
- Hareket
- Atık bertarafı
- Sıvı dengesi
- Enerji seviyeleri
- Sıcaklık düzenlemesi
Bu temel süreçleri sürdürmenin yanı sıra, su içmenin artrite iyi geldiği ve eklem ağrılarını azalttığı başka birçok yol daha vardır.
Sinovyal Sıvı Üretir
Yeterli miktarda su içmek daha fazla sinovyal sıvı üretimine yol açar. Sinovyal sıvı, eklemler birbirine karşı kayarken onları yağlayan, koruyan ve koruyan kalın bir sıvıdır. Bu sıvı, kemikler arasında birbirlerine sürtünmelerini önleyen bir yastıklama oluşturarak eklemlerin düzgün hareket etmesini sağlar. Yeterli su içtiğinizde, vücut sıvı dengesini daha iyi koruyabilir ve sinovyal sıvı üretimini uyararak eklemler etrafındaki iltihabı azaltabilir.
Dehidratasyon sinovyal sıvı eksikliğine neden olabilir. Vücut yeterli sinovyal sıvı üretmediğinde, kemikler kıkırdağa sürtünebilir ve aşındırabilir, bu da eklem hasarına, iltihaplanmaya ve ağrıya neden olabilir. Sinovyal sıvı seviyeleriniz de yaşlandıkça doğal olarak azalır ve bu da su tüketimi yoluyla su içme ihtiyacını daha da hayati hale getirir.
Doku Büyümesini Teşvik Eder
Eklemlerinizin çoğu, diğer kemiklerle birleştikleri her iki uçta kıkırdak içerir. Kıkırdak dokusundan geçen su, besinlerin eklemler içindeki hücreler arasında seyahat etmesini sağlar.
Sağlıklı kıkırdak yumuşak ve pürüzsüzdür, kemiklerin birbirine sürtünmeden kaymasını sağlayarak vücudun hareket etmesine yardımcı olur. Bu hareket, eklemlerin zorlanmadan bükülüp düzleşebilmesini sağlayarak, onları ağırlık taşıma stresine karşı korur.
Yeterli su içmezseniz kıkırdaklarınız kuruyabilir ve sertleşebilir, bu da sürtünmeye ve şişmeye neden olabilir, bu da eklem ağrılarını artırabilir.
Toksinleri ve Atıkları Temizler
Doğal metabolik işlevlerle üretilen atık ürünlerin çoğu, karaciğer ve böbreklerden geçtikten sonra idrar yoluyla vücuttan atılır. Su, bu tahriş edici maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olarak toksinlerin ve atıkların atılmasında önemli bir rol oynar.
Böbrek sistemi, filtreleme yeteneklerini kolaylaştırmak için tamamen suya bağımlıdır. Böbreklerin vücudun su dengesini koruması ve mesane yoluyla toksinleri atması için uygun sıvı alımı gereklidir. Vücut susuz kaldığında ve toksinleri ve atık ürünleri ortadan kaldırabildiğinde, gut alevlenmeleri ve diğer gut semptomları yaratabilen iltihaplanma ve ürik asit birikimini önler.
Kilo Kaybını Destekler
Yeterli su tüketmek atıkların atılması, sindirim desteği ve vücudun sağlıklı bir kiloyu korumasına yardımcı olan düşük kalorili alım için önemlidir. Vücudun ideal kilosunu korumak artrit hastaları için faydalıdır, eklemlerde daha az baskı yaratırken, aşırı kilo artrit semptomlarını kötüleştirebilir.
Dehidratasyonun Nedenleri ve Belirtileri
Dehidratasyon vakadan vakaya değişmekle birlikte, olası birçok nedeni ve göstergeyi bilmek, bu semptomları önlemenin ve yönetmenin iyi bir yoludur.
Nedenler
Vücut, temel bedensel işlevler, tıbbi durumlar ve fiziksel aktiviteler dahil olmak üzere susuzluğa yol açabilecek çok sayıda yolla sıvı kaybeder. Susuzluğun ve eklem ağrısının birçok nedeninden bazıları şunlardır:
- Terleme.
- Diyabet.
- İshal.
- Ateş.
- Atık bertarafı.
- Aşırı idrara çıkma.
- Kusma.
- Aşırı sıcağa maruz kalma.
- Aşırı egzersiz.
Belirtiler
Dehidratasyona işaret eden birçok sinyal vardır, bazıları diğerlerinden daha belirsizdir. Bu semptomlar şunları içerir:
- Aşırı susuzluk.
- Kas krampları.
- İdrar yapamama.
- Ağız kuruluğu.
- Baş dönmesi.
- İdrar renginin koyu olması.
Şiddetli susuz kalma durumunda şunları yaşayabilirsiniz:
- Hızlı kalp atışı.
- Baş dönmesi.
- Aşırı kuru cilt.
- Bilinç bulanıklığı, konfüzyon.
- Hızlı nefes alma.
- Bayılma.
Ne Kadar Su Yeterlidir?
Bireysel su alımı gereksinimleri yaş, cinsiyet, çevre, aktivite seviyesi, hamilelik, sağlık ve emzirme durumu gibi faktörlerden etkilenir. Ancak, günlük sıvı alımı için güvenilir bir kıstas sağlayan genel olarak kabul görmüş su seviyeleri vardır — 19 ila 50 yaş arasındaki erkekler için 3,7 litre ve kadınlar için 2,7 litre veya sırasıyla günde 15,5 ve 11,5 bardak. Bu su miktarları, ılıman ortamlarda sağlıklı, hareketsiz bireyler için yeterli hidrasyon sağlar.
Çoğu durumda, susuzluk ve rutin yiyecek ve içecek tüketimiyle motive edilen günlük sıvı alımınız yeterli hidrasyonu sağlamak için yeterli olacaktır. İdrarınız açık sarı bir renk alırsa veya gün boyunca nadiren susamış hissederseniz, yeterli su içtiğinizi genellikle anlayabilirsiniz.
Ne Kadar Su Çok Fazladır?
Önerilen günlük su alımından fazlasını içmek genellikle sağlıklı yetişkinler için bir sorun değildir. Ancak, çok fazla sıvı kaybı olmadan saatte 2 ila 4 litre su içmek tehlikeli olabilir, çünkü bu seviyeler vücudun sıvıyı boşaltma yeteneğini aşabilir. Dayanıklılık sporcuları, dehidrasyonu önlemek amacıyla uzun ve yoğun egzersiz dönemlerinden sonra veya sırasında çok fazla su içme riski en yüksek olanlardır.
Vücut aşırı sulandığında, böbrekler dışarı atamayacakları kadar fazla su biriktirir. Sonuç olarak, kandaki sodyum ve elektrolit seviyeleri seyrelebilir - hiponatremi adı verilen potansiyel olarak ölümcül bir durum.
İdrarınız renksizse, günde 10 kereden fazla idrara çıkıyorsanız veya susamadığınız halde su içiyorsanız, çok fazla su içiyor olabilirsiniz.
Artrit İçin Ne İçilmeli
Su mükemmel bir hidrasyon kaynağı olsa da, artrit ağrınızı tedavi etmek için içebileceğiniz birçok başka içecek vardır. Artrit rahatlaması için bu içeceklerden bazıları vücudu nemlendirmek için yararlıdır, diğerleri ise eklem ağrısını hafifletebilecek besinler içerir.
Demlenmiş Su
Demlenmiş su, suyun ferahlığını biraz daha tat katarak arayan kişiler için mükemmel bir çözümdür. Ağrı kesici olarak hidrasyonun tüm faydalarını elde etmek için marketten aromalı su satın alabilir veya evde bir sürahi yapabilirsiniz.
Demlenmiş su yapmak hızlı ve kolaydır ve keşfedilecek birçok lezzet seçeneği vardır. Demlenmiş suyunuzda kullanabileceğiniz birçok malzeme arasında turunçgiller, rendelenmiş meyveler, meyveler, salatalık, nane veya zencefil bulunur.
Meyve suyu
Meyve suyu, birçok meyve ve sebze suyu eklem ağrısına yardımcı olan besinler içerdiğinden artrit rahatlaması için mükemmel bir içecektir. Örneğin, portakal, ananas, havuç ve domates suları yüksek düzeyde C vitamini içerir ve bu da onlara iltihabı azaltan antioksidan özellikler kazandırır. Vişne suyu ayrıca osteoartrit semptomlarını ve gut alevlenmelerini azaltmada etkilidir.
Meyve suyu eklem ağrısını hafifletmek için birçok faydalı özelliğe sahip olsa da şeker ve kalori açısından yüksek olabilir. Bu tatlı içeceklerin tadını ölçülü bir şekilde çıkarmaya ve ürik asit üretimini artırabilen bir şeker olan fruktozdan kaçınmaya çalışın.
Çay
Çay, artrit ağrısını hafifletmek için en iyi içeceklerden biridir. Özellikle siyah, yeşil ve beyaz çaylar, iltihap giderici bileşikler açısından zengindir. Yeşil çay, kemik ve kıkırdağı korumaya yardımcı olan, C ve E vitaminlerinden 100 kat daha güçlü antioksidan aktiviteye sahip bir madde olan epigallocatechin-3-gallate (EGCG) adı verilen aktif bir bileşen içerir.
Smoothieler
Smoothieler meyve sularındaki vitamin ve besin öğelerinin çoğunu içerir, ancak bunlara ek olarak damarları temizleyen ve kabızlığı önleyen lif de içerir.
Renkli meyveler, sebzeler ve çilek, ıspanak ve kara lahana gibi yapraklı yeşillikler kullanmak daha yüksek dozda vitamin ve besin edinmenin harika bir yoludur. Ayrıca vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olan iyi bir probiyotik kaynağı için yoğurt veya kefir gibi fermente içecekler de ekleyebilirsiniz.
Rehidratasyon İçin Kaçınılması Gereken İçecekler
Çeşitli içecekler artrit semptomlarını önleyebilirken, rehidratasyon için kaçınmanız gereken birçok içecek de vardır. Aşağıdaki içecekler eklemleriniz üzerinde olumsuz etki yaratabilecek bileşenler içerir.
Soda
Şeker, son derece iltihaplı bir bileşendir ve soda gibi içecekleri artrit hastasıysanız kaçınmanız gerekenler listesinin en başına koyar. Bu şekerli içecekler ayrıca yüksek seviyelerde fosforik asit içerir ve bu da kalsiyum ve diğer temel vitamin ve besin maddelerinin kaybına yol açabilir. Diyet soda, vücudun glüteni düzgün bir şekilde metabolize etmesini engelleyebilecek yapay tatlandırıcılar içerdiğinden normal soda kadar kötüdür.
Enerji İçecekleri
Enerji içecekleri, artrit gibi otoimmün rahatsızlıkları olanlar için zararlı olan kahve ve meşrubatlardan birkaç kat daha fazla kafein içerir. Bu içecekler ayrıca gut atak sıklığını da artırabilir.
Alkol
Alkol tüketimi kandaki ürik asit seviyelerini artırabilir ve bu da bir kişinin gut geliştirme riskini artırabilir. Bira, yüksek tahıl içeriği nedeniyle ek riskler oluşturur. Tahıl, eklem iltihabını oluşturabilen ve sürdürebilen glüten gibi iltihaplı proteinler içerir.
Tatlandırılmış Kahve
Kahvenin artrit üzerindeki etkileri hakkında birçok çelişkili çalışma var - bazıları bu içeceğin osteoporoz ve romatoid artrit riskini artırdığını öne sürerken, diğerleri tam tersini söylüyor. Bunun nedeni, kahvenin hem iltihabı azaltmada faydalı olan polifenolleri hem de zararlı olabilen yüksek kafein içeriğini içermesidir.
Kahve içecekseniz içine krema, şeker veya süt eklemekten kesinlikle kaçının.
Rehidratasyon ve İltihabı Azaltan Yiyecekler
Artritinizi hafifletmek için nemlendirici, iltihap giderici içecekler içmekten daha fazlasını yapabilirsiniz. Aynı artrit dostu etkilere sahip yiyebileceğiniz birçok yiyecek de vardır. Yemekler günlük sıvı alımınızın yaklaşık %20'sini sağlar , ayrıca birçok yiyecek eklem ağrısını hafifletmek için onları mükemmel kılan besleyici, iltihap giderici özelliklere sahiptir.
Yağlı balık
Birçok yağlı balık çeşidi, iltihap giderici etkiler sağladığı bilinen yüksek seviyelerde omega-3 yağ asitleri içerir. Bu özellik, yağlı balıkları artrit kaynaklı iltihabı olan kişiler için faydalı hale getirir. Çalışmalara göre, omega-3 yağ asitleri romatoid artritli kişilerde eklem ağrısının azalması , ağrılı eklem sayısı, sabah tutukluğu ve ağrı kesici kullanımının yanı sıra osteoartritli kişilerde iltihabın azalmasıyla da ilişkilendirilmiştir.
Omega-3 yağ asitleri açısından zengin balık türleri şunlardır:
- Somon.
- Sardalyalar.
- Orkinos.
- Alabalık.
- Ringa.
- Hamsi.
Meyveler
Muhtemelen meyvelerin vitamin ve minerallerle dolu olduğunu biliyorsunuzdur, ancak bu meyvelerin aynı zamanda vücuttaki iltihapla savaşmaya yardımcı olan antioksidanlar ve antosiyaninler açısından da zengin olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Meyveler ayrıca artrit ile ilişkili iltihaplı süreçlerin bazılarını hafifleten bitki bileşikleri olan rutin ve kuersin açısından da zengindir.
Aşağıdaki meyveler eklem ağrısı çekenlere yardımcı olan iltihap giderici özelliklere sahiptir:
- Yaban mersini
- Ahududu
- çilek
- Böğürtlen
- Kızılcık
- Boysenböğürtlen
Besleyici özelliklerinin yanı sıra bazı meyveler vücuda su da verir. Örneğin çileklerin su içeriği %91'dir .
Sebze
Sebzeler, antioksidanlar ve artrit semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek diğer iltihap giderici bileşikler gibi vitamin ve minerallerin bir diğer değerli kaynağıdır. Biber ve karnabahar gibi bazı sebzeler de yüksek su içeriğine sahiptir ve bu da onları susuzluğu ve eklem ağrısını önlemeye uygun hale getirir.
Eğer artrit hastasıysanız aşağıdaki sebzeleri yemeyi düşünün:
- Brokoli
- Biberler
- Mantarlar
- Karnabahar
- Brüksel lahanası
Fındık
Kuruyemişler kalp sağlığına faydalıdır ve kalsiyum, çinko, lif, magnezyum, E vitamini ve omega-3 yağları gibi iltihap önleyici etkileri olan birçok besin içerir. Ayrıca günlük bir porsiyon eti çeyrek fincan kuruyemişle değiştirerek kırmızı etlerden kaynaklanan iltihabı önleyebilirsiniz.
Eklem ağrılarını azaltan kuruyemiş çeşitleri şunlardır:
- Badem.
- Cevizler.
- Fıstık.
- Fındık.
- Fıstık.
- Ceviz.
Sarımsak
Yemeklere harika bir lezzet katmanın yanı sıra, sarımsağın kalp hastalığı ve bunama riskini azaltma, kanserle savaşma ve bağışıklık sistemini güçlendirme gibi sayısız sağlık faydası vardır. Bu faydaların yanı sıra, sarımsağın artrit ile ilişkili inflamatuar belirteçleri azaltabilen ve kalça osteoartriti riskini azaltabilen anti-inflamatuar etkileri de vardır.
Metropolitan Pain & Spine Institute'da Dehidratasyon ve Eklem Ağrısını Giderin
Artrit semptomlarınızı hafifletmek istiyorsanız, Metropolitan Pain & Spine Institute bir numaralı tedavi seçeneğinizdir. Kurul onaylı cerrahlarımız ve uzmanlarımız, hastalarımızın mümkün olan en kısa iyileşme süreleriyle günlük hayatlarına devam edebilmeleri için en az invaziv cerrahi prosedürleri ve minimal kesiler sunar. Şeffaf tedavi seçenekleriyle dürüst bir ortam yaratırken ağrınızı hafifletmeye ve hayatınızı canlandırmaya adadık kendimizi.
Dizde sıvı kaybı, diz eklemindeki sinovyal sıvının azalması durumudur ve genellikle ağrı, hareket kısıtlılığı ve eklem rahatsızlıkları ile kendini gösterir. Bu durum, yaşlanma, yaralanmalar veya bazı eklem hastalıkları gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Dizde sıvı kaybı, eklem sağlığını olumsuz etkileyerek günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Tedavi, genellikle kaybedilen sıvının yerine konması ve altta yatan nedenin ele alınmasını içerir. Erken teşhis ve uygun tedavi, dizde sıvı kaybının yol açabileceği komplikasyonları önlemekte önemlidir.’ İçindekiler
- Dizde Sıvı Kaybı Nedir?
- Dizde Sıvı Kaybı Neden Olur?
- Dizde Sıvı Kaybı Kimlerde Görülür?
- Dizde Sıvı Kaybı Belirtileri Nelerdir?
- Dizde Sıvı Kaybı Nasıl Tedavi Edilir?
- Dizde Sıvı Kaybının Bitkisel Tedavisi Var mı?
- Dizde Sıvı Kaybı Ağrısına Ne İyi Gelir?
- Dizde Sıvı Kaybı Nelere Yol Açar?
- Dizde Sıvı Kaybı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Dizde Sıvı Kaybı Nedir?
Dizde sıvı kaybı, dize bulunan sinoviyal maddenin azalması veya tükenmesi sonucu dizdeki eklem sıvısının yapısının değişmesi ve dizdeki sıvının kaybolması anlamına gelir. Diz eklemlerinin birbiriyle sürtünmesi sırasında aşınmayı engelleyici ve kayganlaştırıcı eklem sıvısı bulunur.Bu eklem sıvısı tıpta sinoviyal sıvı olarak nitelendirilir. Saydam ve berrak bulunan maddenin içinde yoğun su yer alırken iskelet sistemindeki kıkırdağın beslenmesinde oldukça kritiktir.Bu nedenle, dizde sıvı kaybı eklem yüzeylerinin birbirlerine sürtünme katsayısının artmasına, kıkırdak dokusunun hasara uğramasına ve kişinin rahat hareket edememesine neden olur.Ayrıca, eklemler arasındaki bu sulu maddenin ana bileşeni olan hyalüronik asit, eklemin dayanıklılığını ve kayganlığını da yükseltir.Dizde Sıvı Kaybı Neden Olur?
Dizde sıvı kaybına neden olan durumlar genel olarak kişinin kilosu, yaşı, genetik yapısı ve beslenme şeklidir Bu kapsamda, dizde sıvı kaybı oluşmasını tetikleyen en temel faktör kişinin yaşam tarzıdır. Orantısız eklemleri kullanmak ya da tamamen hareketsiz kalmak bu süreci başlatan durumlardandır.Genç yaşta dizde sıvı kaybının genel sebebi de aşırı, ani hareket ve yoğun bir spor aktivitesine bağlı olabilir.50 yaş sonrasında ağır yaşam stilinde yaşayan kişiler eklemlerin güçsüzleştiği alanlarda deformasyona zemin hazırlarlar. Eklem güçsüzlüğü beraberinde bölgesel kalıcı hasarlar oluşturabilir ve sonuç olarak dizde sıvı kaybı meydana gelebilir.Bunun yanında, yaşa bağlı gelişen durumlar arasında osteoartrit, diğer bir deyişle kireçlenme dizde sıvı kaybının başlıca nedenleri arasındadır. Ek olarak, kalsiyum eksikliği, damar hastalıkları, travmatik durumlar ve yeterli su içmemek de diğer faktörler olarak sayılabilir.Dizde sıvı kaybı, şu nedenler sonucu meydana gelir:- Yaşlılık
- Obezite
- Genetik faktör
- Beslenme ve kişinin yaşam tarzı
- Yaralanma ve travmalar
- Hareketsizlik
- Ani hareket ve yoğun spor
- Dizde kireçlenme
- Kalsiyum eksikliği
- Damar hastalıkları
- Yeterli su içilmemesi
Dizde Sıvı Kaybı Kimlerde Görülür?
Her yaşta görülebilen dizde sıvı kaybı rahatsızlığı, eklemleri aşırı çalıştıran ya da büyük ölçüde hareketsiz bırakan kişilerde gözlemlenir. Bununla birlikte, metabolik hastalıklarından diyabet rahatsızlığı olan kişilerde hücre yenileme hızı düşük olduğu için sinoviyal sıvı yeterince üretilemeyebilir.Ayrıca, obeziteye sahip olan kişilerin ağırlığın büyük bir bölümü ilgili bölgeye bindiği için eklem hasarı ve sulu maddenin kaybının yaşaması muhtemeldir. Genel anlamda ise kireçlenme yaşla beraber gelişerek kemik, kas, kıkırdak doku hasarları oluşturur. Bu sebeple, osteoartrit hastalarında da gözlemlenir.Dizde Sıvı Kaybı Belirtileri Nelerdir?
Dizde sıvı kaybının görülen ilk belirgin semptomu eklem hareketi sonrası meydana gelen ağrı ve şişliktir. Özellikle sabah saatlerinde dizde tutukluk yaşanması da dizde sıvı belirtileri arasındadır.Dizde sıvı kaybı belirtileri aşağıdaki gibi listelenebilir:- Hareket sonrası dizde şiddetli ağrı ve şişkinlik
- Özellikle sabah saatlerinde meydana gelen diz tutukluğu
- Dizde takılma hissi ya da oturma-kalkma sırasında çıkan çıtırtı sesi
- Yoğun ağrıyla birlikte hareket kısıtlılığı
- Merdiven çıkarken, tırmanırken, eğimli koşu yaparken ya da dizi bükme sırasında zorlanma
- Hasar gören eklem bölgesinde yanlış biriken azalmış sinoviyal madde nedeniyle ödem
Dizde Sıvı Kaybı Nasıl Tedavi Edilir?
Dizde sıvı kaybı tanısı koyulduktan sonra altında yatan faktörler tespit edilerek entegre bir tedavi yöntemi uzman doktor tarafından tercih edilir.Dizde sıvı kaybına yönelik uygulanan tedavi yöntemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:- Spesifik egzersizler: Dizde sıvı kaybı fizik tedavi hareketlerinin uzmanın belirlediği kuralda, sayıda ve tekrarda yapılması ile sağlanabilir. Bu sayede, çalıştırılmayan eklemler aktive edilerek eklem güçsüzlüğünün azaltılması desteklenebilir. Kilo kontrolünde de etkili olan egzersizler, vücudun hafiflemesiyle bölgesel olarak binen yük ve basıncın azalmasına yardımcıdır.
- Diyet ve vitamin takviyesi: Kişiler fazla kilolarından kurtulmak için protein ağırlıklı, karbonhidratça ve doymuş yağca fakir gıdalar tüketmeye özen gösterir. Ayrıca, metabolizmayı hızlandıran ya da elektrolit dengesini koruyan potasyum, magnezyum, kalsiyum mineralleri doktor kontrollünde vücuda alınabilir. Ayrıca, D3 vitamini de bu sürece katkı sağlar.
- Steroid enjeksiyonu: Eğer dizde sıvı kaybının sebebi kireçlenme ise inflamasyon oluşabilir. İnflamasyonu azaltmak içim steroid enjeksiyonu yapılarak o bölgeye kortizol türevli madde verilebilir.
- İlaç tedavileri: Ağrıyı azaltmak adına ağrı kesiciler ve sistemik iltihap kurutucu ilaçlar hastaya verilebilir. Hastalığın süresi fazla ise enfeksiyonlar da bölgesel görülebilir ve bunun için antibiyotik tedavisine başvurulabilir.
- Azalan sulu maddenin olduğu bölgeye hyalüronik asit enjeksiyonu yapılması: Kaygan yapıda hyalüronik asit, eklemlerde yağlanma dengesi tekrar sağlar. Böylece, eklemlerin hareket fonksiyonu tekrar artarak sürtünme minimize edilebilir. Sodyum hyaluronat bulunan enjeksiyonlar uygulanarak visko elastik yapılı ortam tekrar sağlanabilir, kayganlık arttırılabilir. Güncel teknolojilerle kişilerin kendi kanlarından alınan kök hücre tedavisini yansıtan PRP, PRGT ve ortholine gibi işlemler tercih edilebilir.
- Nadir de olsa cerrahi tedavi de uygulanabilir.
Dizde Sıvı Kaybının Bitkisel Tedavisi Var mı?
Dizde sıvı kaybının bitkisel tedavisinde semptomların azaltılması ve hayat kalitesinin yükseltilmesi hedeflenir. Anti-inflamatuar, kemik oluşumunu destekleyen, antioksidan ve hücre yenilenmesini arttıran takviye edici ürünler tercih edilebilir. Tip 1, 2 ve 3 kolajen ve glukozamin MSM takviyeleri bu hastalık için popüler tercihlerdendir.Akgünlük, kedi pençesi. çörek otu ve zerdaçal gibi fonksiyonel bitkiler de iltihaplanma karşıtı etki sergilemeye yardımcıdır. Ancak bu doğal bitkilerin kullanımı konusunda doktora danışmak gerekir.Bununla birlikte, sabit yağlardan omega 3 ve omega 6 içeren yağ asitleri doğrudan iltihap mekanizmasında rol oynayan maddeler arasındadır.Dizde Sıvı Kaybı Ağrısına Ne İyi Gelir?
Kan dolaşımı arttıran ve hücre yenileyici özelliği yüksek bitkiler tercih edilebilir. Bunun yanında, kontrollü egzersiz, dengeli beslenme, eklemlerin aşırı zorlanmaması, bükülme hareketlerinin kademeli yapılması ve yaşam stilini şekillendirmek destekleyicidir.Dizde Sıvı Kaybı Nelere Yol Açar?
Dizde meydana gelen sıvı kaybı, kronik eklem hastalıkları, kilo artışı, ağrı ve eklemlerde şekil bozukluğu, kalp-damar hastalıkları gibi problemlere neden olabilir.Dizde Sıvı Kaybı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Dizde sıvı kaybı tedavi edilmezse ne olur?
Dizde sıvı kaybı ilerlerse fiziksel semptom olarak ağrı, şişkinlik ve diğer şikayetlerin yoğunlaşması gibi durumlar ortaya çıkarabilir.Kireçlenme ve sıvı kaybı aynı şey mi?
Kireçlenme, eklemin hasar görmesini ifade ederken eklem akışkan maddesinin kaybedilmesi eklemler arası sinoviyal maddenin azalmasına karşılık gelir.Diz sıvısı biter mi?
Su ve diğer viskoz maddeler tamamen bitmez. Sadece eklemin akışkan maddesi işlevini düzenli sağlayamadığı, kalitesinde ve miktarında azalma gözlemlendiğini yansıtır.Diz şişmesi genellikle diz efüzyonu veya dizde su olarak adlandırılır. Bir yaralanmadan, eklemin kronik kullanımından veya bir hastalıktan kaynaklanabilir. Diz ekleminde şişlik normal değildir ve nedenleri ne olursa olsun, diz esnekliğini ve işlevini sınırlayabilir. Ayrıca ağrılı olabilir ve yürümeyi ve kolayca ayakta durmayı zorlaştırabilir.
Diz Şişmesinin Olası Nedenleri
Dizdeki şişlik hafif derecede rahatsız edici veya güçten düşürücü olsun, semptomları tedavi etmek ve daha fazla sorun olasılığını azaltmak için olası nedenleri belirlemek önemlidir. Dizde kronik veya uzun süreli şişlik veya su, eklem dokusu hasarına, kıkırdak bozulmasına ve kemiklerin yumuşamasına yol açabilir ve bu da ayakta durma, yürüme ve kolayca hareket etme yeteneğinizi etkileyebilir.
Dizde şişmeye veya dizde su toplanmasına neden olduğu bilinen 12 durum aşağıda açıklanmıştır.
Diz Yaralanması
Diz kemikleri, bağlar, tendonlar, bursalar, menisküs veya eklem kıkırdağında meydana gelen travma, dizde ağrı ve şişmeye neden olabilir. Ciddi yaralanma, diz eklemine giden kan akışını artırarak fark edilir şişmeye, sıcaklığa, sertliğe ve morarmaya neden olabilir. Bu duruma hemartroz denir ve daha fazla komplikasyonu önlemek için acil tıbbi müdahale gerekir.
Şiddetli diz ağrısı, bacağa ağırlık verememe veya kırık kemik şüphesi göz ardı edilmemelidir, çünkü bunlar daha fazla hasara ve yaralanmaya yol açabilir.
Diz Osteoartriti
Diz ekleminin kıkırdağının dejenerasyonu veya bozulması ve eklem sıvısının aşırı üretimi dizde şişmeye yol açabilir. Diz osteoartriti nedeniyle dizde oluşan şişlik ağrıya neden olur. Sağlık uzmanları, osteoartrit nedeniyle şiddetli diz ağrısı çeken kişilerin diz şişmesi yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu bulmuştur.
Osteoartritin neden olduğu diz şişmesi genellikle hafif ila orta düzeydedir. Çok fazla şişme başka bir sorundan kaynaklanıyor olabilir. Hafif ila orta düzeyde osteoartrit diz ağrısı bildiren kişilerin etkilenen dizlerinde ortalama 7,0 ml eklem sıvısı vardı, bu sağlıklı bir dizle hemen hemen aynıydı. Şiddetli osteoartrit diz ağrısı olan kişilerin ortalama 20 ml'den fazla sıvısı vardı.
Bursit
İnsan vücudu bursa adı verilen minik, ince, sıvı dolu keseler içerir. Bu kaygan yastık benzeri keseler, deri ve kas gibi yumuşak dokuları çevreleyen kemik arasındaki sürtünmeyi azaltır. Dizde 11 bursa vardır ve bunlardan 2'si bursitlere karşı özellikle hassastır. Dizdeki bu bursalar iltihaplandığında veya tahriş olduğunda bursit oluşur.
İltihaplı bir diz bursası aşırı sıvı ile dolabilir ve dizde şişmeye veya suya neden olabilir. Şişmiş diz, tıpkı bir su balonu gibi yumuşak hissedilebilir. Herhangi bir hassasiyet veya ağrı olabilir veya olmayabilir. En yaygın diz bursit tipleri, sık sık diz çökme veya dizde künt kuvvet travmasından kaynaklanır.
Bursit vakalarının çoğu ciddi değildir ve evde tedavi ve bakımla tedavi edilebilir, ancak septik bursit yaşamı tehdit edici olabilir. Bu durum, bir bursa bir mikroorganizma ile enfekte olmuşsa oluşur. Bursa iltihaplanabilir ve irinle dolabilir ve şişmiş diz kırmızı görünebilir ve ateş gibi diğer semptomlarla birlikte sıcak hissedilebilir.
Gut
Kanda yüksek ürik asit seviyeleri gut hastalığına yol açabilir. Çok fazla ürik asit üretirseniz ve böbrekleriniz bunu doğru şekilde filtreleyemezse, eklemlerde ve çevresinde mikroskobik ürik asit kristallerinin birikmesine neden olabilir. Şişlik genellikle geceleri yataktayken meydana gelir. Durum hızla gelişir ve etkilenen eklemde ani, dayanılmaz ağrı, kızarıklık ve sıcaklıkla birlikte görülür.
Gut genellikle bir seferde bir eklemi etkiler ve zamanında tedavi edilmezse ayak parmağından başlayarak topuğa, ayak bileğine ve ayak üst kısmına doğru ilerleyebilir. Çoğu insan ilk gut ataklarını 30'lu, 40'lı ve 50'li yaşlarında yaşar.
Yalancı dogout
Bir veya daha fazla eklemde ani, ağrılı şişlik ile karakterize bir artrit türüdür. Ataklar günler veya haftalar sürebilir. Daha az yaygındır ancak eklemde mikroskobik kristallerin birikmesinden kaynaklanan gut hastalığına benzer. Kalsiyum pirofosfat kristalleri diz ekleminde birikir ve ani, şiddetli ağrı ve şişmeye neden olur. Etkilenen eklemin üzerindeki deri renk değiştirmiş görünebilir.
Psödogut dizde daha sık görülür, ancak omuz, dirsek, ayak bileği, büyük eklemler, kalça veya omurgayı da etkileyebilir. Ayrıca kalsiyum pirofosfat birikim hastalığı (CPPD) veya akut kalsiyum pirofosfat kristal artriti olarak da bilinir. Psödogut riski yaşlılıkta artar.
Romatizmal eklem iltihabı
Romatoid artrit, eklemlerin hassas astarını etkileyen ve diz şişmesi, sertlik, ağrı, hassasiyet ve kızarıklığa neden olan bir otoimmün hastalıktır. Diz, bastırdığınızda süngerimsi de hissedilebilir.
RA eklemleri simetrik olarak etkileme eğilimindedir, bu nedenle sağ diz etkilenirse sol diz de etkilenebilir. Ağrının şiddeti hafiften şiddetliye değişir. Tedavi edilmezse kronik iltihap dizdeki sağlıklı kemiklere ve kıkırdaklara zarar verebilir. Eklem ağrısı ve şişliğin yanı sıra romatoid artrit yorgunluk, düşük dereceli ateş ve genel bir rahatsızlık hissi gibi diğer semptomlara da neden olur.
Fırıncı Kisti
Fırıncı kisti, dizin arkasında oluşan sıvı dolu bir kese veya yumrudur. Bir şişkinliğe ve sıkışma hissine neden olur. Bu durum, birdiz yaralanmasıveya artrit benzeri bir durum. Baker kisti, dizin arkasında bulunan ve popliteal bursa olarak da bilinen bir bursa aşırı sıvı ile dolduğunda oluşur. Popliteal kist, Baker kistlerinin başka bir adıdır.
Hafif ağrı ve rahatsızlık hissedebilir veya şiddetli ağrı hissedebilirsiniz. Ağrı, dizinizi bükmek veya tamamen düzeltmek gibi aktivitelerle kötüleşebilir. Bu durum kendi kendine çözülebilir, ancak bazı durumlarda rahatlamak için sıvının boşaltılması için bir doktora görünmek isteyebilirsiniz.
Juvenil Romatoid Artrit
Juvenil idiyopatik artrit olarak da bilinen bu durum, çocuklarda görülen bir artrit türüdür. Çocuklarda eklem iltihabı, şişme ve sertliğe neden olan en yaygın artrit türüdür. 16 yaş ve altı bir çocukta, diz dahil olmak üzere bir veya daha fazla büyük eklemi en az 6 hafta boyunca etkileyebilir.
Devam eden veya kronik olan yetişkin romatoid artriti ömür boyu sürer ve çocuklar genellikle bundan kurtulur, ancak hastalık büyüyen bir çocukta kemik gelişimini etkileyebilir. Ağrıyan ve şişmiş eklemler çocuğun aksamasına veya beceriksizce yürümesine neden olabilir. Juvenil romatoid artriti olan çocuklarda ayrıca ateş veya döküntü görülebilir.
Osgood-Schlatter Hastalığı
Dizdeki patellar tendon olarak bilinen bir tendon kaval kemiğinin tepesine doğru çekildiğinde ağrı ve şişmeye neden olan bir durumdur. Dizin altındaki kaval kemiğinin en tepesi belirgin olabilir. Diz kapağının üzerinde gerilen alan şişer ve ağrır ve dokunulduğunda da hassas olabilir.
Bazen jumper's knee olarak da adlandırılır, genellikle ergenlerde görülür ve çocuklarda ve gençlerde diz ağrısının en yaygın nedenidir. Uyluğun ön veya arka kısmında gerginlik de bildirilmiştir.
Septik Artrit
Septik artrit, eklem sıvısı ve eklem dokularında ağrılı bir enfeksiyondur. Farklı bakteri, virüs ve mantar türleri, diz eklemini çevreleyen hassas astarı delerek onu enfekte edebilir ve onu irinle doldurabilir. Septik artrit, hayvan ısırığı veya travma gibi nüfuz eden bir yaralanmanın mikropları doğrudan ekleme iletmesi durumunda da ortaya çıkabilir. Dizde şişmeye, yoğun ağrı ve ateşe yol açabilir.
Belirtiler saatler veya günler içinde hızla gelişebilir ve aşırı rahatsızlık ve etkilenen eklemi kullanmada zorlukla sonuçlanabilir. Septik artrit ciddi bir durumdur ve altta yatan enfeksiyon kan dolaşımına yayılırsa yaşamı tehdit edici olabilir.
Reaktif Artrit
Eskiden Reiter sendromu olarak bilinen reaktif artrit, vücudun başka bir yerindeki, çoğunlukla bağırsaklarda, genital organlarda ve idrar yollarında oluşan bir enfeksiyondan kaynaklanan eklem ağrısı ve şişliğidir. Enfeksiyon, vücutta eklemlerde ağrı ve şişliğe neden olabilen bir inflamatuar bağışıklık tepkisine yol açar.
Bu durum genellikle dizleri, ayak bileklerini ve ayakları etkiler. İltihaplanma ayrıca cildi, gözleri ve idrarı vücuttan dışarı taşıyan tüp olan üretrayı da etkileyebilir. Reaktif artritin kronik vakaları tıbbi müdahale gerektirir.
Tümör
Bazı durumlarda, şişmiş bir diz oluşturabilen iyi huylu veya kötü huylu bir tümör olabilir. Eklemin yakınında veya içinde oluşan bir tümör, iltihaplanmaya, sertliğe ve hassasiyete yol açarak sınırlı ve ağrılı bir hareket aralığına neden olabilir.
Bazen şişkinliğe donuk ve sızlayan bir ağrı eşlik edebilir. Bu ağrı geceleri veya egzersiz yaptığınızda veya aktivitede artış olduğunda daha belirgin olabilir. Bir tümöre ayrıca ateş, kilo kaybı ve gece terlemeleri eşlik eder. Tümörlü bir kemik kırılırsa veya bir bacak çatlarsa, belirgin bir aksama meydana gelebilir.
Şişmiş Dizinizin Teşhisi
Dizdeki kronik şişlik, eklem dokusunda, kıkırdakta ve kemikte kalıcı hasara yol açabilir. Şişlik inmezse veya ağrı hafiflemezse, bu ciddi bir şeyin işareti olabilir. Bu nedenle, durumunuzun doğru şekilde teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi önemlidir.
Doktor, yaralanma belirtileri aramak için dizinizi ve ekleminizi dikkatlice muayene edecektir. Ağrınızın ve diğer semptomlarınızın arkasındaki kesin nedenleri belirlemek için kan testi ve röntgen, ultrason ve MRI dahil görüntüleme testleri isteyebilirler.
Ortak Aspirasyon
Doktor ayrıca eklem aspirasyonu yaptırmanızı da ayarlayabilir. Bu, şişmiş eklem kapsülü veya bursa etrafındaki boşluktan ince bir iğne ve şırınga kullanılarak sıvının çıkarıldığı bir işlemdir. Eklemin aspirasyonu, sıvıları boşaltırken dizdeki rahatsızlığı ve şişliği geçici olarak hafifletmeye yardımcı olabilir.
Bu prosedür ayrıca dizdeki sıvının analiz edilmesine ve diz şişmesinin arkasındaki nedenin ve buna neden olan eklem bozukluğunun teşhis edilmesine yardımcı olur. Test raporlarına dayanarak, doktor en iyi tedavi yöntemini önerebilir.
İşte dizinizdeki şişliğin acil tıbbi müdahale gerektirip gerektirmediğini belirlemenize yardımcı olacak bazı doktor tavsiyeleri. Aşağıdaki durumlarda doktorunuza danışın:
- Dizde aşırı şişlik veya belirgin bir anormallik vardır.
- Dizinizi tam olarak düzeltemez veya bükemezsiniz.
- Reçetesiz satılan ilaçlarla geçmeyen şiddetli ağrılar var.
- Dizinize hiç ağırlık veremezsiniz, aksi takdirde dizin boşalacakmış gibi hissedersiniz.
- Diz üstündeki deri sıcak veya kırmızıdır.
- Ağrıya yüksek ateş de eşlik eder.
- Şişlik 3 gün veya daha uzun süre devam eder.
Diz ağrısı ve şişlik dinlenmeyle düzelmiyorsa doktorunuzu arayın. Keskin ağrı, baldırda kızarıklık veya baldırdan aşağı su aktığı hissi eşliğinde şişlik, kan pıhtısı veya diğer ciddi tıbbi rahatsızlıkların belirtileri olabilir.
Ani bir yaralanmadan sonra, örneğin künt travmadan sonra acil servise gitmelisiniz. Dizdeki açık yara veya iltihap bir enfeksiyon belirtisidir ve göz ardı edilmemelidir.