Buğday yetiştiriciliğiArtan nüfus ve şehirleşme tarımsal üretim yapılan alanları baskı altına almaya çalışsa da gıda hammaddesi üretiminden vazgeçilemiyor. Şehrin hemen yanı başındaki tarlalarda toprakla buluşan buğday tohumları yeşermesinin ardından yeni sezona hazırlanıyor.@TCTarim pic.twitter.com/ZQ4BwHCodp
— Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü (@gthb_adana) December 22, 2023
Buğday Tarımı
1. Toprak işleme ve tohum yatağı hazırlığı, buğday tarımında kaliteli, bol ürün alabilmek içinen önemli işlemlerden ilkidir. Ekilen tohumluğun zamanında ve yeknesak bir şekilde çimlenebilmesi için tohum yatağı özenle hazırlanmalıdır. Buğday tohum yatağı hazırlığında, ayçiçeği-buğday ekim nöbeti içersinde, topraktaki organik maddenin korunması ve ekonomik olması açısından azaltılmış toprak işlemesi yapılması uygundur. Bu yöntem ile yapılacak tohum yatağı hazırlığında ayçiçeği hasadından sonra tarlada kalan sap artıkları birbirine çapraz çekilen goble disk ile parçalanarak toprağa iyice karıştırılmalıdır. Çiftçilerimiz kesinlikle nemi yüksek ve çok kuru tarla koşullarında, hububat ekimi için pulluk ile sürüm yapmamalıdırlar.
2. Bilinçli bir gübreleme yapmak ve 50 dekarın üzerindeki tarlalarda gübre desteği almakiçin üreticiler, tarlalarından usulüne uygun alacakları toprak örneklerini mutlaka bakanlıkça yetkilendirilmiş bir toprak analiz laboratuarına analiz yaptırmalıdırlar. Genel bir bilgi olarak buğday tarımında dekardan 600 kg’ın üzerinde verim alabilmek ve dengeli gübreleme yapmak için saf olarak 12-14 kg/da arası azot ve 4-5 kg/da arası fosfor dozları yeterli olmaktadır. Fosforlu gübreler ekimle veya ekimden önce toprağa verilmelidir. Azotlu gübreleme, azotun topraktan yıkanmaması için üçe bölünerek yapılmalıdır. Azotun birinci kısmı ekimde, 20-20-0-1Zn gibi kompoze gübrelerden biri ile eğer toprakta fosfor ve çinko noksanlığı varsa dekara 20-25 kg arası, ikinci kısmı şubat ayı sonunda üre (%46 N) formunda 8-10 kg/da arası ve son üçte birlik kısmı da mart ayı sonunda amonyum nitrat (%26 N veya %33 N) formunda 16-20 kg/da arası tarlaya serpme suretiyle verilmesi uygundur.
3. Sertifikalı tohumluk kullanımı, buğday tarımında yüksek ve kaliteli ürün alabilmek için çok önemlidir. İyi bir tohumluk bölge şartlarına uyan, önceden ekileceği bölgede denenmiş, değirmencilerin istediği, tescilli veya üretim izinli, verim potansiyeli ve sürme hızı yüksek, taneleri dolgun, hastalık (sürme gibi) ile zararlılara (Zabrus sp.gibi) karşı ilaçlanmış olmalıdır.
4. Dekara ekilecek tohumluk miktarı, buğday çeşidinin kardeşlenme kapasitesi, bin tane ağırlığı, çıkış gücü ve tohumun saflığına göre 1 m2’de 500 canlı tane olacak şekilde hesaplanmalıdır. Dekara atılacak tohumluk miktarı çeşitten çeşide ve tohum iriliğine göre değişmektedir. Dekara ekilecek en uygun tohum miktarı Pehlivan ve Golia gibi kardeşlenme kabiliyeti yüksek olan çeşitlerde 18-20 kg, Saraybosna gibi küçük tanelilerde 16-18 kg, Flamura-85, Gelibolu, Tekirdağ, Aldane ve Selimiye gibi iri taneli ve bintane ağırlığı yüksek çeşitlerde ise 20-22 kg/da arasında olmalıdır.
5. Trakya’da en uygun ekim zamanı, yapılan araştırmalar sonucu 15 ekim – 15 kasım tarihleri arası olarak belirlenmiştir. Çok erken yapılan ekimlerde hastalık ve zarlılar, geç yapılan ekimlerde düşük verim alınmaktadır.
6. Ekim yöntemi olarak, buğday tarımında düzgün bir ekim ve çıkış için modern, kombine ekim makinalarını kullanmakta fayda vardır. Yörenin toprak koşullarına uygun olarak disk veya balta ayaklı ve tohum miktarı kolay ayarlanan ekim makinaları tercih edilmelidir.
7. Ekim derinliği, normal koşullarda 5-6 cm arasındadır. Ekilecek buğday tohumluğunun bin tane ağırlığına veya iriliğine bağlı olarak ekim derinliği, küçük tohumlarda 4-5 cm, iri tohumlarda 5-6 cm arası olmalıdır.
8. Ekim nöbeti, buğday kök hastalıkları, ekin kurdu (zabrus), buğday sineği gibi zararlılar ile mücadele ve toprakta verimin korunması için mutlaka her yıl veya en az iki yılda bir ayçiçeği, Macar fiği, kanola, kavun, karpuz, soğan, fasulye, mısır gibi ürünlerle yapılmalıdır.
9. Yabancı ot mücadelesi, otların 2-4 yaprak olduğu erken devrede yapılması tane verimini % 20-30 arasında artırmaktadır. Çiftçilerimiz tarlalarında görülen yabancı otların dar veya geniş yapraklı olmasına bağlı olarak doğru yabancı ot ilacını, zamanında, tavsiye edilen dozda, uygun su miktarı ile kullanmalıdırlar. Chlorosülfuron grubu gibi dekara 1-3 gram arası çok düşük dozda kullanılan ve toprakta uzun süre kalıcılığı olan ilaçların bir sonraki ürüne olumsuz etkilerini önlemek için organik maddece fakir, kumsal topraklarda kullanımda çok dikkatli olunmalıdır.
10. Hastalıklardan buğday kök, külleme, pas gibi yaprak hastalıkları ile Zararlılardan süne, ekin kurdu ve buğday sineğine karşı gerekli mücadele ilgili uzman tavsiyeleri doğrultusunda zamanında ve mutlaka yapılmalıdır. Aşırı tohum miktarı ve azotlu gübre kullanımından hastalıklara ve yatmaya neden olmamak için kaçınılmalıdır.
11. Yaprak gübre uygulaması, uzmanlara danışarak besin maddesi noksanlığından emin olunan buğday tarlalarına, ruhsatlı, TSE belgeli ve ihtiyaç duyulan besin maddesini karşılayacak formülasyonda olanları tercih edilerek yapılmalıdır. Yaprak gübreleri ambalajı üzerinde bulunan kullanma talimatına göre doğru oranda su ile karıştırılarak uygun bir pülverizatörle, rüzgârsız günlerde sabah ve akşam saatlerinde uygulanmalıdır.
12. Sulama, mayıs ayının kurak geçtiği yıllarda, imkanı olan yerlerde, çiçeklenme veya süt olum döneminde uygun bir yöntemle yapılmalıdır. Sulama yapılması, kuru koşullara göre buğday tarımında %100 bir verim artışı sağlamaktadır. Bitkiler suya,en fazla % 70 oranında sapa kalkma dönemi ve süt olum döneminde ihtiyaç duymaktadırlar.
13. Buğday hasadı, tane kayıplarını önlemek ve ürün kalitesini korumak için tane rutubetinin %14’ün altına düştüğünde en kısa zamanda, tane kayıplarını gösteren modern biçerdöverlerin kullanımıyla yapılmalıdır.
14. Sonuç olarak buğday tarımında yüksek ve kaliteli ürün, iyi toprak hazırlığı, zamanında ekim, bilinçli gübreleme, yabancı otlar, zararlılar ve hastalıklar ile mücadele yaparak alınabilir. Buğday tarımı konusunda daha geniş teknik bilgi en yakın Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinden alınabilir.