İstanbul Beyoğlu’ndaki tarihi Atlas Sineması’nda düzenlenen özel bir gösterimde, 57 yıl aradan sonra yeşilçam klasiği Vesikalı Yarim yeniden beyazperdede seyirciyle buluştu. Türk sinemasının efsanevi oyuncuları Türkan Şoray ve İzzet Günay, bu nostaljik etkinlikte filmi seyircilerle birlikte izleyerek duygu dolu anlar yaşanmasını sağladı. Yıllar sonra gerçekleşen bu buluşma, Yeşilçam tutkunlarını geçmişe götürerek adeta nostalji rüzgârı estirdi.
(
image)
Türkan Şoray ve İzzet Günay, Atlas 1948 Sineması'ndaki özel gösterimde yıllar sonra bir araya gelerek Yeşilçam rüzgârı estirdi. Sinema salonunu dolduran izleyiciler, yılların ardından gelen bu tarihi anın coşkusunu alkışlarla karşıladı. “Vesikalı Yarim”in yeniden gösterimi, hem eski hem yeni kuşak sinemaseverleri bir araya getirerek Türk sinemasına unutulmaz bir gece armağan etti.
Yeşilçam’ın Unutulmaz Aşk Hikayesi:
Ömer Lütfi Akad’ın yönetmenliğini yaptığı 1968 yapımı siyah-beyaz
Vesikalı Yarim, Yeşilçam’ın en dokunaklı aşk hikayelerinden birini anlatıyor. Sıradan bir mahalle manavı olan
Halil ile İstanbul gece hayatında çalışan
Sabiha’nın toplumca “uygunsuz” görülen imkânsız aşkını konu alan film, samimi anlatımı ve güçlü diyaloglarıyla döneminin diğer
Yeşilçam filmlerinden ayrıştı. Sait Faik Abasıyanık’ın bir öyküsünden uyarlanan senaryosu, saf aşkın toplumsal önyargılarla sınandığı hüzünlü bir hikâyeyi gerçekçi bir dille beyazperdeye taşıdı.Film, özgün Yeşilçam dokusuyla izleyicilere sıcak ve nostaljik bir atmosfer sundu. Siyah-beyaz İstanbul sokakları, eski
Türk Sineması’nın naif romantizmi ve unutulmaz müzikleriyle “Vesikalı Yarim”, izleyeni adeta geçmiş zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Halil ile Sabiha’nın zorluklarla dolu aşk öyküsü, ilk gösterildiği dönemde seyircilerin kalbine dokunmuş ve kulaktan kulağa yayılıp efsaneleşerek yıllar boyu hatırlanan bir klasik haline gelmişti. Aradan geçen on yıllara rağmen filmin yarattığı etki tazeliğini koruyor; Yeşilçam’ın bu unutulmaz aşk hikayesi halen duygusal gücünü sürdürerek yeni nesillere nostalji esintileri ulaştırıyor.
(
image)
Türkan Şoray ve İzzet Günay, 1968 yapımı “Vesikalı Yarim” filminde Sabiha ve Halil karakterleriyle Yeşilçam’ın en unutulmaz aşk hikayelerinden birine hayat verdi. Dönemin şartlarında cesur sayılabilecek bir konuyu ele alan film, aşkın sınıfsal ve toplumsal engeller karşısındaki mücadelesini yalın bir biçimde gözler önüne serdi. Bu yönüyle “Vesikalı Yarim”, Yeşilçam’ın melodram geleneğine derinlik kazandıran bir eser olarak değerlendiriliyor.
Türkan Şoray ve İzzet Günay Seyircilerle Buluştu:
Yıllar sonra gerçekleşen özel gösterimde Yeşilçam’ın “Sultan”ı
Türkan Şoray ve usta oyuncu
İzzet Günay yeniden bir araya gelerek seyircilerle buluştu. Atlas Sineması’nın yıllar önceki gala atmosferini andıran bu gecede, iki efsane salona alkışlar eşliğinde girdi. Şoray, Atlas Sineması’nda tekrar seyirci karşısına çıkmanın kendisi için son derece duygusal olduğunu dile getirerek “Geçmişte birçok anımın olduğu bu salonda sizlerle birlikte olmak tarif edilemez bir mutluluk” sözleriyle nostaljik hislerini paylaştı. Usta oyuncu,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen bu gösterimin anlamına değinerek
“Kadınlar hâlâ cinsiyet eşitsizliği ve şiddete maruz kalıyor. Bu yüzden bugün, bu filmle kadınların hikâyelerine bir kez daha dikkat çekiyoruz” diyerek etkinliğin toplumsal mesajına vurgu yaptı. Ayrıca canlandırdığı Sabiha karakterinin yaşadığı
imkânsız aşk ve gördüğü toplumsal dışlanmanın, aradan geçen yıllara rağmen izleyicide aynı güçlü duyguları uyandırdığını belirtti.İzzet Günay ise 90 yaşında tekrar böyle coşkulu bir kalabalığın karşısında olmaktan büyük onur duyduğunu ifade etti. Yeşilçam’ın yaşayan çınarı, “Vesikalı Yarim”in hem kendi kariyerlerinde hem de
Türk sineması tarihinde özel bir yere sahip olduğunu söyleyerek yönetmen Lütfi Akad’a ve Türkan Şoray’a teşekkür etti. Günay, filmi çekerken kariyerinde ilk kez baştan sona tamamlanmış bir senaryoyla çalıştığını anlatarak “Lütfi Abi bana siyah kaplı bir defter uzatıp ‘Senaryo bu’ demişti. Film pavyonda geçiyor, evet, ama
namuslu bir filmdi” sözleriyle Yeşilçam dönemine dair bir anısını paylaştı. Salondaki sinemaseverler, film sonunda iki efsane oyuncuyu dakikalarca ayakta alkışlayarak onurlandırdı. Bu coşkulu alkışlar, beyazperdede yıllar sonra tekrar canlanan Halil ile Sabiha’nın aşk hikâyesinin halen izleyenleri derinden etkilediğini gösterdi.
Türkan Şoray ve İzzet Günay, özel gösterimde seyircilerin alkışlarıyla onurlandırıldı. Yıllar sonra aynı film için bir araya gelen ikili, duygusal anlar yaşayarak Yeşilçam hatıralarını tazeledi. Gösterim sırasında salon adeta geçmişe dönmüş gibiydi; Şoray ve Günay’ın birbirine sarıldığı anlar ve gözlerindeki mutluluk, izleyicileri hem güldürdü hem duygulandırdı. Yeşilçam ruhunu tekrar yaşatan bu buluşma, genç kuşaklar için de tarihe tanıklık etme fırsatı sundu.
Vesikalı Yarim’in Sinema Tarihindeki Yeri:
Lütfi Akad imzalı
Vesikalı Yarim, özgün anlatımı ve unutulmaz karakterleriyle
Türk sineması tarihinde kalıcı bir iz bırakmıştır. Film, 1968 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Türkan Şoray’a
“En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandırarak dönemin en önemli başarılarından birini elde etti. Aradan geçen yarım asra rağmen “Vesikalı Yarim” sinemaseverler arasında kült statüsünü koruyor; hatta 2015 yılında Sinema Yazarları Derneği tarafından yapılan bir listede “Türk sinemasının en iyi 5 filminden biri” seçilerek klasikleşmiş konumunu perçinledi.Filmdeki
Sabiha ve
Halil karakterleri, Yeşilçam’ın en ikonik aşıklarındandır. Sabiha’nın fedakarlığı ve topluma meydan okuyan aşkı ile Halil’in saf ve tutkulu sevgisi, Türk seyircisinin hafızasında yer etmiş, üzerine sayısız değerlendirme yazılmıştır. Birçok repliği ve sahnesi dillere pelesenk olan “Vesikalı Yarim”, sonraki kuşak sinemacılara ilham veren bir başyapıt olarak değerlendiriliyor. Türkan Şoray bu filmdeki performansıyla “Sultan” lakabını efsaneleştirirken, İzzet Günay da Halil rolüyle kariyerinin en unutulmaz karakterlerinden birine hayat verdi.
Yeşilçam’ın melodram türüne getirdiği derinlik sayesinde “Vesikalı Yarim”, sinema tarihimizin dönüm noktalarından biri olarak anılıyor ve hala duygusal filmler denince akla ilk gelen yapımlar arasında sayılıyor.
Bağımsız Hikayeler Seçkisi ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü:
Atlas 1948 Sineması,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında “
Bağımsız Hikâyeler” adını verdiği özel bir film seçkisine ev sahipliği yaptı. Bu seçkide kadın temalı, kadınların güç ve mücadele hikâyelerine odaklanan filmler ardı ardına izleyiciyle buluşuyor. “Vesikalı Yarim”in yıllar sonra yeniden gösterimi, seçkinin açılışında nostaljik bir rüzgar estirerek
Yeşilçam ruhunu bugüne taşıdı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İzlem Oktay, “Sinemanın ışığı ve sözün gücü kadınların hikâyeleri için açıldı” diyerek bu özel gösterimin anlamına dikkat çekti. Oktay, kadınların halen cinsiyet eşitsizliği ve şiddetle karşı karşıya olduğuna vurgu yapıp 8 Mart vesilesiyle bu film aracılığıyla kadın hikâyelerine yeniden dikkat çekmek istediklerini belirtti.
Tarihi Atlas Sineması, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel “Bağımsız Hikâyeler” film seçkisi kapsamında Yeşilçam nostaljisine sahne oldu. “Bağımsız Hikâyeler” programı dahilinde Türkan Şoray’ın toplumsal mesaj içeren bir diğer klasiği
Sultan, tarihten bir yaprak sunan
Salkım Hanım’ın Taneleri, yakın dönem kadın hikâyeleri
Kar ve Ayı ile
Zuhal ve hatta bir kadın “Hamlet” uyarlaması olan
İntikam Meleği gibi filmler art arda gösteriliyor. Her gösterimin ardından film ekipleriyle gerçekleştirilen söyleşilerde, izleyiciler kadın hikâyelerini ve filmlerin yapım süreçlerini ilk ağızdan dinleme fırsatı buluyor. Bu sayede 8 Mart etkinlikleri, nostaljik Yeşilçam filmlerinden günümüz bağımsız sinemasına uzanan zengin bir yelpazede kadının toplumdaki yerini sinema sanatı aracılığıyla gündeme taşıyor.
Sonuç ve Değerlendirme:
“Vesikalı Yarim”in 57 yıl sonra tekrar beyazperdede alkışlarla karşılanması, sinema sanatının zamansız gücünü bir kez daha kanıtladı. Yeşilçam’a gönül verenler için bu özel gece tam anlamıyla bir
nostalji şölenine dönüştü; salonu dolduranlar eski bir filmi sanki ilk kez izliyormuşçasına heyecanlandı. Genç kuşaktan izleyiciler, belki de daha önce yalnızca televizyonda veya dijital platformlarda gördükleri bu klasiği tarihi Atlas Sineması’nın büyülü atmosferinde tecrübe ederek sinema tarihine tanıklık etti.Bu anlamlı etkinlik, Türk sinemasının zengin mirasına sahip çıkmanın ve onu gelecek nesillerle buluşturmanın önemini vurguluyor. Yeşilçam’ın altın çağına ait bir filmin yeniden ilgi görmesi, yeni kuşak yaratıcıları da özüne dokunan hikâyeler anlatmaya teşvik ediyor. Sonuç olarak “Vesikalı Yarim”in yıllar sonra tekrar
Yeşilçam rüzgarı estirmesi, sinemaseverler üzerinde unutulmaz bir etki bıraktı ve Türk sinemasının geçmişine duyulan sevgiyi bir kez daha gözler önüne serdi. Bu özel gece, Yeşilçam filmlerinin hala yaşayan birer kültürel hazine olduğunu kanıtlayarak hem kalplerde hem de sinema tarihinde yerini tazeledi.