Ağaçlara Gelen Wi-Fi (İngiltere, 2018)
İngiltere'nin bazı kasabalarında ağaçlara Wi-Fi yönlendiricileri yerleştirildi. Bu, hem yerel halkın ücretsiz internet erişimini sağlamayı hem de ağaçların korunmasını teşvik etmeyi amaçladı. Böylece ağaçları kesmemek için dijital bir çözüm bulundu. bu haberden yola çıkılarak aşağıdaki öykü oluşturuldu
"Gizli Sinyaller"
2018'in sisli bir sabahında, İngiltere'nin küçük kasabası Barkton’da sıradan bir gün başlıyordu. Her şey yolunda görünüyordu; ta ki ağaçlardan gelen tuhaf sinyaller kasabanın gündemini altüst edene kadar.
Kasaba halkı, uzun zamandır eski meşe ağaçlarının altında huzur buluyordu. Baharda çiçek açan bu ağaçlar, yazın gölgeleriyle serinletir, sonbaharda altın yapraklarıyla sokakları süslerdi. Ancak, kimse bu devasa ağaçların bir gün internet yayacağına inanmazdı.Her şey, teknoloji meraklısı genç bir adam olan Tom’un sabah yürüyüşünde telefonuna gelen güçlü bir Wi-Fi sinyalini fark etmesiyle başladı. O ana kadar hiçbir şey yoktu; fakat bu sinyal birdenbire belirivermişti. Tom, çevresinde Wi-Fi yayacak bir cihaz göremedi ve şaşkınlıkla sinyalin kaynağını araştırmaya başladı. Telefon ekranına bakan Tom, "Wi-Fi ağlarının listesi" sekmesine tıkladığında şok oldu. "Barkton Meşe Ağaçları" adlı bir ağ vardı. "Bu da ne?" diye mırıldandı. Hemen ağaçların altına doğru yöneldi ve sinyalin giderek güçlendiğini fark etti. Birkaç adım daha attı ve sonunda sinyal maksimum seviyeye ulaştı. Ağaçların içinden internet yayılıyordu!Tom, bu olayı kasabanın sosyal medya grubunda paylaşınca haber hızla yayıldı. Birçok kişi aynı şeyi yaşadığını fark etti ve ağaçların yanına gidip internet bağlanmayı denemeye başladı. Bir süre sonra, kasabanın her yanından insanlar meşe ağaçlarının altına gelip internete bağlanıyorlardı. Çocuklar oyun oynuyor, öğrenciler ders çalışıyor, hatta kasaba halkı işlerini yürütüyordu. ağaçlar bir internet noktası haline gelmişti!Ancak bu durum, bilim insanlarının da dikkatini çekti. Uzmanlar incelemelere başladı ve ağaçların köklerinde garip bir enerji kaynağı buldular. Bu kaynak, toprağın derinliklerinde bir tür doğal sinyal yayıyordu. Bu enerji, nasıl oluyorsa, modern Wi-Fi sinyalleriyle uyumlu bir şekilde yayılabiliyordu. Bir bilim kurgu hikayesi gibi görünse de, bu olay gerçekti.Fakat herkes bu gelişmeden memnun değildi. Kasabanın yaşlıları, ağaçların doğal huzurunun bozulduğunu düşündü. Eski zamanlarda ağaçların sadece gölge verdiği, şimdi ise dijital dalgalar yaydığı fikri onları rahatsız ediyordu. Ağaçların "ruhunu" kaybettiğine inanıyorlardı. "Bu doğanın işine müdahale etmek gibi bir şey," diyorlardı yaşlılar.Bir gün, kasaba meydanında bir toplantı düzenlendi. Kimileri ağaçlara gelen Wi-Fi’yi modern dünyanın bir lütfu olarak görse de, diğerleri bunun doğanın dengesine zarar vereceğini savunuyordu. Tom, Wi-Fi’yi savunanlardan biriydi. “Bu, insanlık ve doğa arasında bir köprü olabilir,” diyordu. “Ağaçlar zaten büyülüydü; şimdi ise gerçekten büyüleyici hale geldiler!”Sonunda kasaba halkı, ağaçlardan gelen sinyali kullanmaya devam etme kararı aldı, ancak bu mucizenin gizemini çözmeye yönelik çalışmalar da devam etti. Kimse bu doğal Wi-Fi’nin kaynağını tam olarak anlayamamıştı, ama bir gerçek vardı: Doğa ile teknoloji, Barkton’da garip bir şekilde buluşmuştu.Ve her sabah, kasaba halkı bu büyülü ağaçların altında, teknoloji ve doğanın iç içe geçtiği bir yaşam sürmeye devam etti.